Venüs’ün yüzeyi, aşırı sıcaklıklar ve yoğun asit yağmurları nedeniyle yaşam için uygun değil. Ancak, gezegenin bulut tabakaları, daha ılıman sıcaklıklara sahip ve mikrobiyal yaşamın var olabileceği düşünülen bir ortam sunuyor.
FOSFİN VE AMONYAK: YAŞAMIN İŞARETLERİ Mİ?
Bilim insanları, Venüs’ün atmosferinde bulunan fosfin ve amonyak üzere moleküllerin, Dünya’da genellikle oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroorganizmalar tarafından üretildiğini belirtiyorlar. Bu nedenle, bu moleküllerin Venüs’te de emsal halde biyolojik süreçlerle oluşmuş olabileceği düşünülüyor.
Bu keşif, Güneş Sistemi’nde yaşam arayışında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Venüs gibi zorlu koşullarda bile yaşamın var olabileceği ihtimali, evrende yaşamın yaygınlığına dair düşüncelerimizi kökten değiştirebilir.
Ancak, bu bulguların henüz kesin bir kanıt olmadığı unutulmamalıdır. Bilim insanları, Venüs’teki bu moleküllerin oluşum düzeneklerini daha güzel anlamak için daha fazla araştırma yapmaya devam edecekler. Tahminen de Venüs’ün bulutlarında yaşayan tuhaf mikroorganizmalar, yakında Dünya’daki laboratuvarlarda inceleniyor olacak.
IFLScience’ın haberine göre gökbilimciler, Hawaii’deki James Clerk Maxwell Teleskobu’nun (JCMT) Venüs projesi ile ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) 1978’de fırlatılan “Pioneer Venüs 2” atmosfer sondalarından elde edilen bilgileri inceledi.
Araştırmada, Venüs’ün yaklaşık 55 kilometre yükseklikteki bulutlarında oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroplar tarafından üretilen fosfin gazı ve amonyak moleküllerinin varlığına dair ipuçları elde edildi.
Londra Imperial College’dan Dr. Dave Clements ve takımı, fosfin, kükürtdioksit ve su da dahil olmak üzere öteki çeşitli molekülleri tespit edebilmek gayesiyle JCMT-Venüs projesi bilgilerini kullandı.
Clements, “Venüs’ün atmosferinde birtakım tuhaflıklar var. Fosfin yeni ortaya çıkan bir madde. Bunlara ilave olarak atmosferdeki su ve kükürtdioksit miktarı da zamanla değişiyor. Nedeni bilinmiyor. Değişiklikler çok büyük ölçülerde izlenmiyor ancak günlerden yıllara kadar çeşitli zaman dilimlerinde farklılıklar gösterdiği biliniyor.” tabirlerini kullandı.